7 Kasım 2010 Pazar

M.Ali Birand'a verilen cevap!..

Mehmet Halil Arık Emekli eğitimci – DENİZLİ mehmethalilarik@gmail.com

Not: Bu mesaj, sayın Birand’ın e-mail adresine defalarca iletilmiş, herkeresinde geri dönmüştür. Belki biryerlerden eline geçer ümidiyle sizlerle paylaşıyorum!...(M.H.A.)
Sayın Birand “TSK, Başkomutanına Rest Çekti” başlıklı yazınıza cevabımdır. Ben de kim miyim!?. 68 kuşağından, ülke sorunlarına duyarlı, emekli bir eğitimciyim.. Devleti bağımsız, milleti özgür, cumhuriyeti; demokratik ve sosyal hukuk sistemi üzerine oturmuş, kurumlarıyla güçlü bir Türkiye özlemi ile yanıp tutuşan, 67’sinde Atatürk sevdalısı bir eğitimci!.. Öylesine bir cümle ile girmektesiniz ki söze, mesajınızın ışık hızıyla hedefine ulaşıp, size taktir ve taltif olarak döneceğinden emin olabilirsiniz.. Bunca deneyim sahibi MAB’dan da beklenir olanı ancak bu.. Eski yoldaş ve yeni yandaşlar abalıya vururken, vurup parsa toplarken, yörük kızı misali sizin eliniz peynir ovalayıp gözünüz çoban kovalayacak değil ya!..Elalemin vurduğu hedefe sizde vuracaktınız elbet!..Yoksa, silinip gitmek, kapı önüne konmak var!.. Hem önemsemeli, hem önemsetmelisiniz kendinizi yazdıklarınız ve yaptıklarınızla! Bahse konu makalenizle de tam bunu yapmışsınız zaten!..
Her kesimden taltif ve taktiri, beklemeyin ama!.. Hele, laik, ulusalcı, demokrat, sosyal ve gerçek hukuk devletinden yana olanlardan!.. Güçlü bir Türk silahlı Kuvvetlerinin dışarda düşmanlara, içerde hainlere karşı en güvenilir kurum olarak varlığını sürdürmesi gerektiğine inananlardan size katılmalarını beklemeyin. Ben de katılmayanlardanım. Kendimi sizin kadar önemsiyorum!..Yazdıklarımı da kendinizinkiler kadar önemseyiniz!..Farkımız, size sağlanmış olanaklar kadar!.. Siz köşe sahibisiniz, ben değilim.. Siz dilediğinizi yazar, yüzbinlere iletirsiniz, ben bundan yoksunum.. Bu sizin “daha değerli” olmanızı sağlamaz!.. Çok ülke görmüş olabilirsiniz.. Çok üst düzeyde tanıdıklarınız da olabilir. Siyasi olarak korunup kollana bilirsiniz de!.. Bu size dokunulmazlık sağlasa da üstünlük sağlamaz.. Sizin yorumlarınızı “doğru ve tartışılmaz” kılmaz!.. Sizden duyarlılık ve sorumluluk beklemek de biz okuyucuların hakkı olsa gerek!.. İşte bu hakkımı kullanma adına yazıyor, Yazımın da köşenizde yayınlanmasını talep ediyorum!. Bu sizin demokrasiye inancınızın bir göstergesi olacaktır!.. Demektesiniz ki; *“TSK,’ yı temsil eden, G.K. Başkanı ve dört kuvvet komutanı, Cumhurbaşkanı’nın davetine gitmeyerek ,başkomutanlarını tanımadıkları mesajını verdiler.. Bu yaklaşım “seni tanımıyorum” demektir..... başkaldırı olarak yorumlanabilir.” Cevap: Bay Birand, başkaldırmakla suçladığınız kurum bu ülkenin Silahlı Kuvvetleri.. Kimi, kime karşı kışkırtmaktasınız? Başkaldıranı, ortadan kaldırmak meşru bir eylem sayılacağına göre, yaptığınız nedir!?.. Kimi hangi göreve çağırmaktasınız!? Kanunlarda hiçbir değişiklik yyapılmamışken “dünün yasaklarını” bugün yok saymak niçin “başkaldırı” olmuyor da bir resepsiyona katılmamak “başkaldırı” oluyor!?.. Vaka-i hayriye özlemi dalalettir!.. *”TSK’nın bu tutumu ülkeyi, “Onların Türkiye’si” ve “Bizim Türkiye’miz” diye ikiye ayırmak anlamına gelir... Ülkenin bölünmez bütünlüğü üzerinde titrediğini söyleyen TSK’ın attığı adım, herkesi şaşırtmış...” Cevap: TSK’nın ülkeyi bölmek gibi bir eylemin içinde göstermek, düpedüz hayasızlıktır!.. Nedeni bilindiği halde, çarpıtmak ve erdemsizce bir gerekçeye dayandırmak!.. söyleyeni yüceltir mi!?.. TSK; ülkenin bölünmez bütünlüğü üzerinde gerçekten (t i t r e y e n ) ve gereğini yapan kurumdur!..sadece (titrediğini söyleyen) değil!.. “Hayır diyenler şer odağı!..” “bize muhalefet edenler darbeci!..” diyenler, dillerini, bayraklarını, yönetimlerini, hatta sınırlarını ayırmaya kalkanlar bölücü değil, TSK bölücü öyle mi!?... Yuhhh!. *TSK’nın, bu yaklaşımları ile verdikleri mesaj, meşru bir Cumhurbaşkanını tanımamanın ötesinde, son derece ciddi yeni bir süreci başlatmaktır. Bu şekilde, önümüzdeki dönemde, AK parti iktidarının türban yaklaşımına karşı direneceğinin de mesajı verilmiştir. Cevap: Bu yorumunuzla, TSK’ya karşı, kışkırtmanın bir başka türlüsünü yapmaktasınız; hem de öylesine ki, türbanı, cumhurbaşkanını tanıyıp tanımamanın da önüne geçirerek!.. “Meşru cumhurbaşkanını tanımamanın daha ötesi, türbana karşı olmak...” Bu akıl almaz yorumunla, kimlere hangi mesajı iletmektesin!?.. Demek ki, sana göre, cumhuriyetin temel ilkelerine karşı yapılan girişimlere karşı çıkılmamalı!?..Ancak, şunu bil ki;Yurtseverler, senin istediğin bu erdemsizliği gösteremez Bay Birand, hem bil hem de ulaşabildiklerine ilet!...
*”Oysa türban konusunda tavır almak TSK’nın değil bizlerin görevidir. Bizler beğenmediğimiz politikaları AKP’nin önünde dik durarak, mücadele ederek engelleriz. Bu işler artık top tüfekle yapılmaz.” demektesin.
Cevap: Eğer, bir ordu, hele TSK; develetin temel ilkelerini korumada duyarsız kalırsa, sadece görervini ihmal etmiyor, ülkesine ihanet ediyor demektir.. Ordu, Bu görevi Birand’lardan beklemeye kalkarsa, gaflete düşer!.. Bugüne değin gösterdiğiniz biçimiyle, duruşunuz hiç de umut verici değil!. Bu işler top tüfekle olmaz, doğru!.. ama cart-curtla hiç olmaz!..