4 Ocak 2010 Pazartesi

YEMİN EDİYORUM

YEMİN EDİYORUM
BU ADAMLAR KONUŞMASINI BİLMİYOR!..
YA DA AZGIN VE HAİN BİR PLANIN SARMALINDAYIZ!…

Yemin ediyorum bu adamlar ya konuşmasını bilmiyor!…Ya da azgın ve hain bir planın sarmalındayız!…
Ya ağızlarından çıkanı kulakları duymuyor, ya da bir düşünceyi ortaya koymanın beyinsel bir işlev olduğunun ayırdında değiller. Ya da isteyerek, kafa karışıklığı yaratıp, gizli planlarını azgınca uygulamaya sokuyorlar.
Bir anlatım yeteneğinden miyoksunlar; yoksa söylediklerinin doğuracağı sonuçları idraktan mı yoksunlar!?..
Yoksa İdraktan yoksun olan biziz de haksız yere mi suçluyoruz onları?

Bir Arınç çıkıyor; ve diyor ki: Gözaltları çöktü, ne hallere düştü Civanım! Güya hizmetten yorgun düşmüş, çökmüş civanı!…
Yorulacak da, uykusuz da kalacak. Ülkede kaybolan deveden sorumlu olan o.
Mağdur rolününden hep kazançlı çıktılar ya, Civanının halleri de mağduriyete bu yüzdenkonuedilmekte!… Yorgun mağdur!..
Civanınızın bu halleri sizi çok üzdüyse, alın civanınızı başımızdan, sizin olsun!..

Aldı sözü Dengir Mir: Kapatılan DTP’yi ziyarete gitmiş… Gider .
Geçmiş olsun demiş… der. Çünkü kendileri de bir başka odaklıktan direkten dönmüşlerdi.. Damdan düşenin halinden damdan düşen anlar. Ziyarete hoş bakarız. Akıl vermiş Dengir Bey, Meclisten çekilmeyin, kazandığınız mevzileri kaybedersiniz! (aynen kendi ifadesi…)
İşte takıldığımız nokta bu… Mevzii kaybetmek!..
Ağırtop Dengir, savaşın varlığını kabul ediyor, taraflardan birine mevziyi koruma taktiği veriyor!.. Sonunda da verdiği taktik tutuyor da!…Yedek eş başkan mı ne!
Bu deyim bir idrak eksikliği eserimi?, Bu idraksizlik maskesi altında açıkça yan-yön belirlemenin azgınca açık bir ifadesi olmasın? Kurtarılmış bölgeler ve kazanılmış mevziiler….

Bay Hüseyin Çelik. Kafa bulandırmaya devam ediyor hala!.. 1993’ deki 33 erin şehit edilmisi gibi; Tokat’daki 7 erin şehadeti de TSK’lı Ergenekonun işi…
İdrak yeteneğinden yoksun bir beyin sahibi bile, şu karşı soruyu sormaz mı?
-Kanıtın nedir, hem öncekinde, hem bunda… Sorma ve sorgulama zamanının hiç mi gelmiyeceğini sanıyorsunuz?
TSK’ya karşı, kışkırtma ve bühtan kokan böyle bir söylemi elinde en küçük bir delil bile yokken,yapabilen bir zihniyetin sağlıklı ve dengeli bir ruh halinin söylemi olarak kabul etmek mümkün mü?
TSK’nın bu denli yıpratılması hainden ve düşmandan başka kimin işine yarar?
Peki!…Al işte!.. PKK katliamı üstlendi… Şimdi ne olacak?
Kapat suratını da, aldığı şekli görmeyelim bari!...

Bu da, Ülkemi pazarlamakla mükellefim diyerek en açık itirafı en açık biçimde çekinmeden ortaya koyabilen RTE’den:
Tokat saldırısını 3 gün sonra PKK’nın üstlenmesi üzerine, Amerikadan dönen RTE’nin, ayağının tozuyla verdiği demeç:
- PKK’nın üstlenmesi söz konusu ama, gerçeği bumudur? PKK üstlendi diye bu budur türünde bir yaklaşım doğru değil!…
PKK’nın itirafına rağmen, bu korumacılık niye? Kime? Kimin adına?
Ergenekon’a hazır bir malzeme çıkmışken, PKK itirafı nerden çıktı, der gibi…

Bu da aynı konuda yandaş basından bir örnek: (Yeni Şafak gazetesi, köşe yazarı;Yasin Aktay-12 Aralık 2009)
-PKK, münasebetsiz bir eylemi sadece üstlenmiştir. Eylemi, kendisinin yapmış olduğu kanıtlanmamıştır.
Ehhh!… Pes doğrusu!..… Söylem birliği dediğin bukadar olur!… biadın ödülü üç-beş kuruşla ödenmez. Büyük makamla ödüllendirilmeli…Akıl tutulması! Akıl
Hakim: -“Sanık senmisin?
Sanık : -“Hayır hakim bey, öküzü ben çaldım!.” Sonuç..?
Gereği düşünüldü: -“ hırsız saptanamadığndan sanığın beraatine…”

Şimdi de, İHL’den sorumlu, biad ve sadakat timsali YÖK başk Bay Özcan’dan:
Varlığıyla yokluğu fark edilmeyen Milli Eğitim Bakanı yerine düşünüverip, imamhatipleri, din ağırlıklı genel liselere dönüştürmeyi planlayan bay Özcan,
Üniversitelere giriş sınavlarında uygulanmak istenen katsayı uygulamasının Danıştayca iptali üzerine verdiği bir demeçte…. Gerekirse kanunların arkasından dolanmaktan söz edebiliyor!… kanunların arkasından dolanmak… Hile yapmak yani. Kanunları uygulamaktan ve denetlemekten sorumlu kurumları hilelerle aşıp, hedefe ulaşmak!…
Öyle ya!..Tanrı’yı bile takiyyelerle aldatmayı mübah sayan bir zihniyet için, kanunların arkasından dolanmak gibi masum(!) bir hukuksal hile ne ki?!..

Bir de, bir zamanlar solculuğuyla bizleri aldattığı için hakkımızı haram etme hakkımızı saklı tuttuğumuz, doğma büyüme AKP’li kadar, makamının biad hakkını her durumda eksiksiz yerine getiren Bay Günay’dan bir örnek. Kendisi hukukçudur. Derki: -DTP’nin kapatılması hukuki değil!. (Benzerini AKP için de söylemişti.)
Eeee!, bir mahkeme kararı hukuki değilse, hukuksuz demektir.
Bay Günay’a göre, T.C’nin en yüce mahkemesi, hukuksuz bir işlemle, anayasal bir suç işlemiştir. Demekki Anayasa üyeleri, hukukçu Günay(!) kadar hukuk bilgisinden yoksundurlar. Bu yüzden “Bay Günay” mahkemesince mahkum edilmişlerdir. Akıl tutulması akıl!…İlerde tarih, bir kişinin makam uğruna gönüllü beyin felcine nasıl uğranabileceğine iyi bir örnek olarak yazacaktır!..
Bu muhteremler, bu şekilde konuşma hak, yetki ve yeteneklerini sadece bulundukları makamın gücünden mi alıyorlar?.
Bu söylemleri, vicdan muhasebesinin süzgecinden geçirilmiş, akıl ve mantığın iyi niyetli birer ürünü saymak, mümkün mü?
Söylemlerinizle bilinçleniyoruz, bileniyoruz, birleşiyoruz!…

YIPRATMA,
ALDATMA,
KORKUTMA VE AÇILIM!…

O kadar cahil ve o kadar beceriksizler ki, ne kürt açılımı yapabiliyorlar ne alevi açılımı… Şimdide başımıza Roman Açılımı çıktı.. Sırada hangileri var?
Görünen o ki, Ülkemizdeki her etnik kökenin her biri ayrıştırılıncaya kadar bu açılımlar devam edecek..
Tanrı ya onlara akıl fikir ve izan, idrak versin, ya da bizlere sonsuz sabır!…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder